Ne Rum’um, Ne Eli’yim

Mehmet Akif gibi Arnavut’um

Yazar : Tarih : Okunma : Yorum Yap

Ne Rum’um, Ne Eli’yim.

Merhaba dostlar,

Yazının başlığı yıllar önce kendini Arnavut yada Boşnak olarak adedenlerin yeri PKK’nın yanıdır, hepimiz Rumeli Türk’üyüz. Kendinize Arnavut, Boşnak demeyin diyen ırkçı zihniyete karşı; bir avuç genç Arnavut’un verdiği cevabın bir kısmıdır. Irkçı, asimilasyoncu ve düşmanca tavırla sadece kültürünü yaşatmak ve benliğini korumak isteyen Arnavut ve Boşnakları arenada aslanların önüne yem atar gibi PKK’ya benzetip toplumun önüne yemeleri için attılar. Ulusal basında bunu köşe yazılarıyla işlediler. Bu gafil ve adice benzetmeye Arnavut gençler güzel bir sloganla cevap vermişlerdi. “Ne Rum’uz, ne eli’yiz. Mehmed Akif gibi Arnavutuz Türkiye Cumhuriyeti ve Bayrağı namus ve şerefimizdir.” dediler. Burada Arnavut ve Boşnak kelimesinden rahatsız olanların kendilerini Rumeli Türkü diye adlandırmalarını Arnavut gençler güzel bir mizah örneği ile Ne Rum’uz ne eliyiz demeleri ince zekanın ürünüydü.  Bu cevap tokat gibi, Arnavut ve Boşnak isminden rahatsızlık duyan Hitler zihniyetinin Türkiye versiyonunun yüzünde patladı. 700 yıl ortak vatan için serhat boyunda en büyük bedeli ödemiş Arnavut ve Boşnaklara bu hakareti eden pkk ile benzeten hastalıklı zihniyet cevabını almıştı. Mitinglerde KKTC, Azerbaycan bayrağı açıldığında normal gören, Konserde açılan Arnavut ve Bosna bayraklarına ise bölücü, öcü gibi bakan bu zihniyet neyseki Türkiye toplumunda karşılık bulmadı.

Türkiye Cumhuriyeti 3 kıtada varlık göstermiş bir devletin mirasçısı. Bu mirasın üstünde oturan bir ülke olarak iletişim ve bilginin hızla heryere ulaştığı bir çağda akıllı politikalar üretmeli. Türk dünyası toplantılarına Türk olduğu meçhul kabileler bayrakları ile katılıp konuk ediliyorsa. Buraya Arnavut, Boşnak, Çerkez, Çeçen, Kürt ve Arap toplumlarda davet edilmeli. Bayrakları, kültürel simgeleri ile yer almalılar. Hatta Türkiye ile dost, Bulgar, Yunan, Ermeni, Gürcü, Sırplar bile davet edilmeli.  Bazıları gibi hayal peşinde koşup hiç bir zaman ortak uğurda yol alamayacağımız etnik, dini söylemler temelli şövenizim yerine. Mirasçısı olduğumuz devletin tüm dinamiklerini bir arada tutup geliştirecek aklı ortaya koyabilmeliyiz. Anadolu, Balkanlar, Kafkasya ve Suriye Irak coğrafyası Türkiye’nin asıl interlandıdır. Bu coğrafyanın özelliği farklı, dil, din ve etnik gruplardan oluşmasıdır. Bu coğrafya farklılıklara saygı ve işbirliği temelinde ele alınırsa. Gelecek için hepsine aydınlık ufuklar açılacaktır. Türkçülük temelli ve mezhepsel temelli politikanın ülkeyi bölgeyi getirdiği nokta bellidir. Aynı şekilde Sırp ırkçılığı Yugoslavyanın sonunu getirmiş. Arap baas milliyetçiliği Irak ve Suriye’yi bitmez çatışmalara sokmuştur. Şimdi pek çoğunuz büyük güçler bu hale getirdi diyebilir. Yugoslavya, Irak ve Suriyede demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet olsaydı hiç bir güç bu ülkeleri bu noktaya getiremezdi. Adalet ve demokrasinin olduğu yerde siz elinize silah alıp komşunuzu öldürmeye gidermisiniz? Yani sebep basit otoriter rejimler, adaletsizlik ve cehalet. Bu sebeple bırakalım kim kendini nasıl adlandırıyorsa adlandırsın. Kültürünü, kimliğini yaşasın, yaşatsın. Bize lazım olan bu coğrafyada işbirliği, sinerji ve birbirini kucaklamadır. Bu serbest ticaret ile muazzam bir pazar yaratır. Yatırım fırsatları yaratır. Zenginlik, bolluk ve refah getirir. Sınırları kaldıracak, bölge insanına mutluluk getirecek bir ufuk, bir vizyon gereklidir. Bu söylediklerim elbette zor çünkü herkese öğretilen kendisinin güzel ve iyi farklı olanın kötü ve tukaka olduğudur. İşte bu noktada farklı olanın tukaka olmadığını yazının başında haykıran gençler gibi olmak gerekiyor. Kendilerini Arnavut ve Boşnak olarak adlandıranların yeri PKK’nın yanı diyenlere verdikleri cevap ülkede herkesin kimliğini özgürce yaşayıp bayrağı ve ülkeyi ne kadar sevebileceğini gösteren bir manifestodur.

Evrensel özgürlük normları medeniyetin beşiği ülkemiz ve çevre ülkeler için hayal olmamalı. Hepimiz birarada birbirimize saygılı yaşayarak ülkenin geleceği için yararlı olmaya çalışırsak gelecek nesillere güzel bir ülke bırakırız. Bu sebeple umarım kutuplu tüm kesimler Arnavut gençlerin zihniyetiyle hareket eder, ülkeyi sahiplenir, farklılıklara saygılı olurlarsa aradaki buzlar daha kolay erir.

Tek dileğim budur.

Kemal Vardar

 

Kemal Vardar (kemalvardar99@gmail.com)

İlk yorumu siz yazın