Makedonya Nereye Gidiyor?

Makedonya’nın dünü bugünü yarını; geniş analiz. Makedonya Nereye Gidiyor? Hasip GÜLTAŞ                  Makedonya Cumhuriyeti 1992 yılında bağımsızlığını kazandıktan itibaren demokrasi ve hukuku tam olarak işletememiştir. Bu ülkenin ekonomik olarak geri kalmasına, borç batağına girmesine, halkın işsizlik ve zor koşullar altında yaşamasına sebep olmuştur. Başta Arnavut, Türk ve diğer..

Yazar : Tarih : Okunma : Yorum Yap

Makedonya’nın dünü bugünü yarını; geniş analiz.

Makedonya Nereye Gidiyor?

Hasip GÜLTAŞ

                 Makedonya Cumhuriyeti 1992 yılında bağımsızlığını kazandıktan itibaren demokrasi ve hukuku tam olarak işletememiştir. Bu ülkenin ekonomik olarak geri kalmasına, borç batağına girmesine, halkın işsizlik ve zor koşullar altında yaşamasına sebep olmuştur. Başta Arnavut, Türk ve diğer etnik gruplar devletten dışlanmış ve temel bireysel haklardan yoksun kalmıştır. 2001 yılında Makedonya coğrafyasının kadim Halkı olan Arnavutlar bu haksızlık, hukuksuzluk ve baskılara karşı silahlı direniş yolunu seçmişler bu süreç sonunda bir kısım kazanımlar elde etmişlerdir. Arnavutların bu haklı mücadele sürecinde bazı siyasetçiler Arnavutlar ile beraber hareket etmek yerine baskıcı Makedon yönetimin yanında yer almış hatta Türkiye basınında Makedon yanlısı kamuoyu oluşturmak için Arnavutlar uyuşturucu ve kadın ticaretini rahat yapmak için terör yaratıyor diye demeçler vermiştir. 2001 sürecinde UÇK’nın silahlı direnişi sonucu Ohrid anlaşması imzalanmış anadilin kullanımı, kamuda etnik grupların nüfusa oranla istihdamı, %50 çoğunluk olan yerde etnik grubun devlet bayrağı yanında kendi bayrağını kullanma hakkı gibi kazanımlar elde edilmiş. Bu kazanımlar ile Arnavutça dili ve Arnavut bayrağı, Türk dili ve bayrağı kullanımı pek çok belediyede resmiyet kazanmıştır. Yani Arnavutların mücadelesi ile bu süreçte Türker’de kazanım elde etmiştir.

                Bu süreçte ilginç olaylar da yaşanmıştır. Erdoğan Saraç’ın bu dönemdeki tavrı Makedonya Türkleri içinde tepki görmüş ve Saraç TDP başkanlığından istifa etmek zorunda kalmıştır. 2001 sonrası oluşan siyasi tabloda Arnavut ve Türkler kısmi kazanımlar elde etse de son 10 yılda kesintisiz VMRO iktidarı kutuplaşma ve ırkçılık üstüne devam etmiştir. Makedonya’nın Avrupa ile entegrasyonu yolunda Makedon ırkçı tutum yüzünden ilerleme sağlanamamıştır. VMRO iktidarı bu dönemde ülke kaynaklarını gösterişli kamu binalarına, heykellere vs heba etmiş ayrıca pek çok yolsuzluk iddialarına karışmış, ülke ekonomisini zora sokmuştur. En yüksek işsizlik rakamları Balkan bölgesinde Makedonya Cumhuriyetindedir. VMRO’nun bu ırkçı, baskıcı ve toplumu sömürücü politikasına karşı AB ile bütünleşme, demokrasi ve istikrar yolunda ülkenin gitmesini isteyen Makedon Sosyal demokratlar toplumun tüm etnik gruplarını içine alacak bir seçim koalisyonuna gitmiş sonuçta ülkede SDSM koalisyonu ve Arnavut partileri Meclis çoğunluğunu elde etmiştir.

                 Makedonya’da Türklerin, Osmanlının Balkanları kaybetmesine sebep olan komitacı parti ile koalisyonu bizleri üzmektedir. Bu durum Makedonya’da Türk Arnavut kardeşliğine zarar veren bir davranış olmanın yanında Arnavutların Türkiye’ye olan güvenine de zarar vermektedir.

                Seçimlerden sonra Makedonya Cumhurbaşkanı Sayın İvanov hükümet kurma görevini vmro genel başkanı Gruevski’ye vermiştir. Ancak Gruevski ile hiç bir parti koalisyon yapmayı kabul etmemiştir. Görevi iade ettikten sonra hükümet kurma görevini Arnavut partileri ile Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran ve hükümeti kurma konusunda anlaştıklarını deklare edem SDSM lideri Zaev’e verilmesi gerekirken Cumhurbaşkanı İvanov vmro etkisiyle görevi Zaev’e vermemiştir. Üstelik Seçimlerin üstünden dört ay geçmesine rağmen hükümet kurulamamıştır. VMRO iktidarı kaybetmemek için Cumhurbaşkanı İvanov’a nüfuz ederek hükümetin kurulmasını engellemeye çalışırken diğer yanda ülke genelinde taraftarlarına protestolar ve ırkçı taşkınlıklar yaptırmaktadır. İktidarı kaybetmemek için ülkeyi iç savaşa sürükleyecek eylemler ve provokasyonlar vmro marifetiyle sergilenmektedir. Buna rağmen Türk, Boşnak, Rom partilerinin destek verdiği Makedon sosyal demokrat ittifakı SDSM lideri Zaev ile Arnavut partiler sağduyu ile hareket etmektedir. Meclisi işletmek için gerekli adımlar atılmaktadır. En son geçtiğimiz günlerde bu koalisyon üstüne mutabık olduğu Arnavut DUI partisi milletvekili Sayın Caferi’yi Meclis başkanı olarak seçmiştir. Bu seçim üzerine vmro militanları meclisi silahla basmış demokrasi cephesinde yer alan Makedon, Türk, Arnavut milletvekillerine saldırmışlardır. Arnavut PDSH partisi genel başkanı Sayın Sela bu saldırıda ağır yaralanmış, halen hastanede tedavi edilmektedir. SDSM genel başkanı Sayın Zaev başta olmak üzere pek çok Demokrasi bloğuna mensup Makedon, Arnavut ve Türk vekil bu saldırıda yara almıştır. Meclis baskını Makedonya Demokrasisine, birlikte yaşama iradesine, seçmenin hür iradesine yapılmış bir saldırıdır. Saldırıda yaralanan kişilere acil şifa diliyorum.

               VMRO partisinin ırkçı ve silahlı militanlarının Makedonya’nın bütünlüğünü, hukukun üstünlüğünü, demokrasinin varlığını, Avrupa’nın istikrarını, Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarını tehlikeye düşürmemesi için bir an önce uluslararası kurumların devreye girerek VMRO’un ülkeyi terörize etmesini durdurması gerektiğini düşünüyorum. VMRO’nun bu tehlikeli oyunlarına karşı hala onlar ile beraber hareket edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Kardeş olan Türk ve Arnavut partilerinin birlikte hareket etmesini bekliyoruz. Bu konuda hem Arnavut hem de Türk partilerine iş düşmektedir.

               Makedonya ya ortak, akıl ile demokrasi yolunda ilerleyecek, içteki ve dış sorunlarını adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi ile çözüp halkına gelişme ve refah sunacak. Ya da Balkan savaşı çıkaracak çatışmalara sebep olacaktır. VMRO kendi yolsuzluklarını örtbas etmek ve iktidarda kalabilmek için çok tehlikeli oyunlar oynamaktadır. VMRO’nun bütün bölgeyi istikrarsızlığa sokacak bu davranışa karşı Makedonya’nın tüm etnik grupları ve demokrasi yanlısı partilere destek olmak gerekir. Demokrasi bloğunu oluşturan partilerin sağduyu içinde hukuku işletme çabaları değerlidir. Uluslararası kurumları, AB ülkelerini, ABD’yi ve Türkiye Cumhuriyetini Meclis çoğunluğun sesi, seçilmiş iradenin temsilcisi tarafa destek ve dayanışma içinde bulunmalıdır. Rusya’nın Balkanları istikrarsızlaştırmak için çalışmaları gözle görülmektedir.

                Türkiye’nin bu noktada devreye girmesi önemlidir. Zira Rusya’nın Makedonya, Kosova, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek ve Bulgaristan da el altından desteklediği paramiliter yapıları devreye sokup bölgeyi ateşe vermesi kaçınılmazdır. Bu grupların yapacağı olası katliamlar sebebiyle, Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlarda zarar görebilir. Ayrıca Balkanlara yayılmış bir savaş Türkiye’nin batı ile ulaşım ve ticaretine büyük zarar verir. Körfez savaşından günümüze Türkiye etrafından meydana gelen savaşlar ekonomimiz için büyük zararlara sebep olmuştur. Kısa bir geçmiş özeti ile vurguladığım Makedonya’daki durum ciddi ve endişe vericidir. Arnavutların kadim topraklarında diğer etnik halklar ile barış içinde yaşamasının en büyük teminatı dünyada en çok Arnavut’un yaşadığı ülke olan Türkiye Cumhuriyetidir. Türkiye, Makedonya’da Arnavutları ve Türkleri bir araya getirerek önemli çalışmaya imza atabilir.

               Makedonya da seçilen Meclis başkanı Sayın Caferi’ye görevinde başarılar dilerim. Umarım en kısa zamanda tüm etnik grupların temsil edileceği ve ülke sorunlarının barışçıl biçimde çözüleceği hükümet Sayın Zaev’in başkanlığında kurulur. Balkanlarda istikrar kurmak suni sınırlar ile çizilen Ortadoğu coğrafyası gibi zordur. Burada en büyük nüfusa sahip Arnavut toplumunun ve topraklarının bölük pörçük devletlere 100 yıl önce paylaştırılmış olması sorunların baş sebebidir. Uluslararası toplum ve bölge ülkeleri sorunları hakkaniyet çerçevesinde çözemedikleri sürece istikrar ve barış hep pamuk ipliğine bağlı kalacaktır.

Hasip Gültaş (hasipgultas@gmail.com)

İlk yorumu siz yazın