Balkan stk ve kurumları, Balkan toplumunun hiç bir derdine deva değil.
Balkanlar, Dernekler, Sebepler, Sonuçlar.
Yaklaşık 10 aydır Korona belası ile uğraşıyoruz. Ülkemizin ekonomik durumu zaten kötüydü, halktan alınan fahiş vergiler betona gömülmüş, kamu ve özel sektör borç batağına saplanmıştı. Alınan fahiş dolaylı vergiler yüzünden gelir dağılımı dahada bozulmuştu. Üstüne Korona tuz biber ekti.
Toplumun geneli sıkıntılı bir süreçten geçiyor. İşsiz kalanlar, kirasını ödeyemeyenler, işyerine kepenk vuranlar, yakınlarını koronadan kaybedenler hepimizin çevremizde gördüğü manzaralar.
İşte bu noktada Balkan toplumu dahada sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Çünkü Yardımlaşma ve Dayanışma örgütleri yok. 4000 tane Balkan derneği var 1 adet yardım kuruluşu yok. Şovmenler dernek kurup siyasetçi peşinden koşup durmuş, konser, eğlence ve pikniklerde topladıkları kitleyi siyasette basamak olarak kullanmaya çalışmışlar sonuçta hiç bir partide varlık gösteremediler. Dış kapının dış mandalı oldular.
Türkiye siyaseti malesef dayanışma yapan hemşeri, dini ve idelojik örgütler elinde şekilleniyor. Bu yapılar kendi üyelerine her konuda destek oluyorlar. Sonuçta siyasette birlik oldukları için etkin oluyorlar. Zengini ihaleyi, okumuşu devlette istihdamı, fakiri yardımı alıyor. Birbirleri ile dayanışma yapıyorlar.
Peki biz Balkanlılarda olan durum nedir? 10 aylık Korona sürecinde 4000 balkan derneği, Balkan kökenliler için nasıl bir dayanışma sergiledi? Arnavutluk, Bosna, Kosova, Makedonya ve Sancakta tüm soydaşlara eşit yardımlar yaptı mı? Ben şahsım olarak yapılan bir şey görmedim. Şimdi bu zorlu dönemde ortalıkta gözükmeyen, aralarında birlik sağlamayan, Arnavutları dışlayan bu yapılar seçim zamanı vatandaşın oyunu alabilir mi? Vatandaş hiç bir fayda görmediği derneklerin desteklediği adayına mı oy verecek sırf hemşeri olduğu için yoksa ona zor gününde yardımcı olana mı oy verecek? İşte soru bu kadar basit.
Sonradan parayı bulmuş cahil tiplere başkancılık oyunu için kurulan Dernekler, emekli asker ve memurlara yazıhane olsun diye uydurulan strateji kurumları vs hepsi hikaye. Hepsi tiyatro. Vatandaşta zerre karşılığı yok. Balkan insanı, göçmen geldiği günkü gibi ya kendi ayakları üstünde durmaya çalışıyor, yada toplum içindeki dini, ideolojik ve siyasi yapılaşmaların dayanışma zincirine katılıyor.
Sonuçta, özünden, geçmişinden, hemşerilerinden uzaklaşıyor. Zerre kadar topluma fayda sağlayamayan dernekler, iş, aş, ticaret, dayanışma ve yardımlaşmada yoklar.
Sonra seçim zamanı siyasette başarılı olmak isterler. Balkan toplumunun halinden, çektiği zorluklardan haberi olmayan, saha çalışması yapmayan, dayanışma ağı kurmayan, sektörlere, mesleklere göre toplumu sahip olduğumuz insan kaynağını tespit etmeyenler,
MASTÜRBASYON yapmak için kurdukları derneklerde başkancılık oynuyorlar. İşadamları, strateji dernekleri ise tam facia.
4000 adet işe yaramaz kurum, bunların tepesinde işe yaramaz Federasyonlar ve Konfederasyon görünürde varlar. Gerçekte, sahada yoklar, bırakın üstte saydığım dayanışma faliyetlerini toplum içinde ayrımcılık yapmaktadırlar, Balkan insanına eşit bakmamaktalar.
Bu beceriksiz ve işlevsiz yapıdan hayır görmeyen vatandaşlar başının çaresine bakmaktadır.
Evet beyler, şapkayı önünüze koyun, toplum için ne yaptık diye sorun kendinize? ve kendinizi kandırmadan bu soruyu cevaplayın. O zaman Balkan insanı niye birlik değil anlarsınız.
Hasip Gültaş
