Slav emperyalizmi karşısında Arnavut yurdunun bütünlüğü için adanmış bir hayat.
Arnavut ideolog ve yurtsever Abdyl Frashëri’nin (1839-1892) hayatı ve çalışmaları. 🇦🇱
Abdyl Frashëri, Arnavutluk Ulusal Rönesansının önde gelen ideolog ve yurtseveridir. Yazar, akademisyen, devlet adamı, diplomat ve politikacı. Arnavut Prizren Birliği’nin önde gelen liderlerinden biriydi.
29 Ağustos 1839’da Yanya (Janinë) vilâyetinin Ergiri (Gjirokastra) sancağına bağlı Pırmeti (Përmeti) kazasının Fraşiri (Frashëri) köyünde doğdu. Halk arasında daha çok Abdül Fraşiri, Abdül Beg Toska veya Abdül Bey olarak tanınmıştır. Şemseddin Sâmi ve Naîm Fraşiri’nin ağabeyidir. Babası, Berat’tan Fraşiri’ye gelip yerleşmiş bir aile olan Hâlid Bey, annesi Emine Hanım’dır.
Abdül Bey ilk öğrenimini Fraşiri’de yaptı. Ayrıca köyünde faaliyet gösteren Bektaşî Tekkesi’nde Farsça öğrendi. On dört yaşında iken babası ile beraber Tesalya bölgesinde Osmanlı ordusunun yardımcı asker bölüklerine katıldı, bir taraftan da tahsilini sürdürdü.
1877’de açılan ilk Osmanlı Meclis-i Meb‘ûsanı’na Yanya vilâyeti mebusu olarak girdi. Bu arada Basîret, Tercümân-ı Şark ve Yunanca Neologos gazetelerinde yazılar yazarak Arnavutluk’un son durumu hakkında bilgiler verdi. Mayıs 1877’de Yanya Arnavut komitesine başkan olarak seçilen Abdül Bey bu vesile ile çeşitli ülkelere seyahatler yaptı.
1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonunda Rumeli’nin Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ arasında paylaşılmak istenmesi ve büyük devletlerin baskısı yüzünden Osmanlı Devleti’nin çok defa çaresiz kalması Arnavut aydınlarını kaygılandırmıştı. Abdül Bey, Aralık 1877’de İstanbul’da önde gelen Arnavut liderleri tarafından Arnavut Halkının Hukukunu Koruma Derneği veya İstanbul Komitesi adıyla tanınan derneğin başkanlığına seçildi (Myzyri, s. 501). Bu derneğin ardından 12 Ekim 1879’da Cem‘iyyet-i İlmiyye-i Arnavudiyye adlı bir dernek daha kuruldu. Arnavutlar’ın kültür bakımından kalkınmasını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren, başkanlığını Şemseddin Sâmi’nin yaptığı bu dernekte Abdül Bey yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı.
Berlin Kongresi’nin ardından büyük devletlerin aracılığıyla yapılan anlaşmada Tesalya ve Epir’in Narda bölgesi Yunanistan’a verilmişti. Ancak Yunanlılar bununla yetinmeyerek Yanya ile birlikte Epir’in tamamına sahip olmak isteyince Abdül Bey ve arkadaşları çeteler kurarak Yunanlılar’la çarpışmaya başladılar. Çeşitli mücadeleler sonunda bu vilâyetlerin Osmanlı Devleti sınırları içinde kalması sağlandı. Karadağ’a verilen yerleri kurtarmak üzere 10 Haziran 1878’de Prizren’de toplanan Arnavut Cemiyeti’nin kurucularından olan Abdül Bey cemiyetin Dışişleri komisyonu başkanı seçildi. Kasım 1878’de, Debreli İlyas Paşa başkanlığındaki Birinci Debre Meclisi’ne Toskalar’ın (Toskëri) yaşadığı bölgenin temsilcisi sıfatıyla katıldı. Ocak 1879’da toplanan Preveze Meclisi’nin kurucularından biri olarak faaliyet gösterdi. 1879 yılı ilkbaharında Vriyonlu Mehmed Ali Paşa ile birlikte İtalya, Fransa, İngiltere, Almanya ve Avusturya-Macaristan gibi devletlerin başşehirlerini ziyaret edip buralardaki diplomatların Arnavutluk’un bütünlüğü ve bağımsızlığı hakkındaki görüşlerini değiştirmek üzere onlara bir memorandum sundu.
Abdül Bey ve arkadaşlarının sürdürdüğü faaliyetler neticesinde Çamıriya bölgesinin Yunanistan’a ilhakı gerçekleşmedi. Osmanlı hâkimiyetini tanıyan Arnavut bölgeleri için bağımsızlık talebinde bulunan Ergiri Millî Meclisi’nin de başkanlık görevini üstlenen Abdül Bey, 20 Ekim 1880’de toplanan İkinci Debre Meclisi’nde Ergiri kararlarını savunduysa da Debre Meclisi’nden gereken desteği alamadı. Bunun üzerine Prizren’e dönerek Prizren Arnavut Cemiyeti’ni faaliyete geçirdi ve Ömer Prizreni başkanlığında kurulan geçici Arnavut hükümetinin (Ocak 1881) Dışişleri sorumluluğunu üstlendi. Böylece Osmanlı tarihinde “Arnavutluk isyanı” olarak anılan hadise başlamış oldu. Bu dönemde Üsküp dahil Kosova’nın birçok vilâyeti geçici Arnavut hükümetinin idaresine geçti. Debre mutasarrıfı, Prizren Arnavut Cemiyeti’nin geçici hükümeti tarafından görevden alınınca durum yeni bir boyut kazandı. Nisan 1881’de Derviş Paşa kumandasındaki Osmanlı kuvvetleri Kosova’da Arnavut bağımsızlık yanlılarının eline geçen bölgeleri geri aldı. 3000 Arnavut Anadolu’ya sürgüne gönderildi. Prizren Arnavut Cemiyeti dağıtılarak üyeleri çeşitli mahkemelere sevkedildi. Abdül Bey, Güney Arnavutluk’ta Elbasan yakınlarında tutuklanarak özel bir mahkemede önce ölüme, sonra da müebbet kalebendlik cezasına çarptırıldı. Üç yıl kadar Prizren Kalesi’nde tutuklu kaldı, ardından yirmi ay Balıkesir ve Bandırma’da mecburi ikamete tâbi tutuldu. Bazı dostlarının ve özellikle Gazi Osman Paşa’nın aracılığıyla siyasetle uğraşmamak şartıyla serbest bırakıldı. Daha sonra yine bazı dostlarının yardımıyla İstanbul Şehremaneti Meclisi üyeliğine getirildi. İki yıl kadar (1886-1888) bu görevde kaldı ve 11 Ekim 1892’de İstanbul’da öldü; Merdivenköy Şahkulu Bektaşî Dergâhı’nın kabristanına defnedildi. 1978’de Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti Devleti tarafından Prizren Arnavut Cemiyeti’nin kuruluşunun 100. kutlamaları münasebetiyle halk kahramanı ilân edildi ve naaşı Tiran’a nakledilerek Fraşiri Kardeşler Anıtparkı’nda defnedildi.
Abdül Bey Bulgar, Yunan, Sırp ve Karadağlılar gibi hıristiyan toplulukların Batılı devletlere güvenerek Rumeli topraklarının paylaşılması yolunda ilk adımları atıp Arnavutluk’u parçalamaya yöneldiklerinde, Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü savunarak bu toprakların elden çıkmaması için bütün gücüyle çalıştı. Kurduğu çetelerle Yunanlılar’a ve Karadağlılar’a karşı savaşarak bazı bölgelerin Osmanlı Devleti sınırları içinde kalmasını sağladı. Arnavutlar’ın Gega ve Toska kollarındaki Katolik ve Ortodoks unsurların İslâm ve Osmanlı aleyhindeki faaliyetlerine karşı da mücadele veren Abdül Bey, başlangıçta yeni kurulan Balkan devletlerinin zulmüne uğrayan Arnavut halkına sahip çıkarken daha sonraki yıllarda bağımsız Arnavutluk davasına kalkıştı.
Siyasî çalışmalarına bakıldığında Abdül Bey’in, içinde yaşadığı topluma millî değerlerini tanıtma ve Arnavut halkını bir millî istikamette yönlendirme amacını taşıdığı görülür. Hakkında destanlar yazılıp türküler söylenen ve “milletin ruhu” unvanı ile anılan (Burro, s. 122-125) Abdül Bey’in Messager de Vienne (Viyana), Basîret ve Tercümân-ı Şark (İstanbul), Kleio (Trieste), Moniteur universel (Paris) gibi dergi ve gazetelerde muhtelif makaleleri yayımlanmıştır. Ayrıca çeşitli diplomatik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan memorandumlar da onun tarafından kaleme alınmış olup bunların bir kısmı yayımlanmış, bir kısmı da yazma halinde korunmaktadır (Kristo Frashëri, Abdyl Frashëri, s. 21-28).
Abdül Bey’in yazdığı müsvedde halindeki dört eser, Arnavutluk’un bağımsızlığını kazanmasından sonra diğer yazılarıyla birlikte İstanbul’dan Arnavutluk’a götürülerek kızı Emine Hanım’a teslim edilmiş, ancak bu eserler I. Dünya Savaşı sırasında kaybolmuştur (Diturija, s. 321). Abdül Bey, Prizren Hâtıratı yahut Zindan Yâdigârı adlı eserde, özellikle Prizren Arnavut Cemiyeti’nin tarihi ve kendisinin siyasî faaliyetleri hakkında bilgi vermiş, kaynaklarda adı zikredilmeyen Yunanca eserde 1877-1881 yılları arasında Arnavutluk-Yunanistan siyasî ilişkileri üzerindeki görüşlerini anlatmıştır. Adı bilinmeyen üçüncü eseri Fraşiri köyünün tarihi hakkındadır. Dördüncü eseri ise ailesine dair bilgiler verdiği otuz sayfalık Arnavutça bir risâledir.
🇦🇱 Sot, kujtojmë jetën dhe veprën e ideologut dhe atdhetarit të shquar shqiptar Abdyl Frashëri (1839-1892)
Abdyl Frashëri ishte ideolog e atdhetar i shquar i Rilindjes Kombëtare Shqiptare si dhe një nga drejtuesit kryesorë të Lidhjes Shqiptare të Prizrenit. Lindi më 29 Gusht 1839 në fshatin Frashër të Përmetit. Gjatë Krizës Lindore të viteve ’70 të shekullit XIX u shqua si personalitet politik. Në vitin 1877, A. Frashëri u zgjodh kryetar i Komitetit Qendror për Mbrojtjen e të Drejtave të Kombësisë Shqiptare që u formua në Stamboll si dhe ishte kryetar i Komitetit Shqiptar të Janinës. Pas thyerjes së ushtrisë osmane nga ushtria ruse në vitin 1878 dhe nënshkrimit të Traktatit të Shën Stefanit, A. Frashëri shtroi tezën se në kushtet e krijuara për shqiptarët, zgjidhja më e drejtë për interesat e tyre kombëtare ishte krijimi i një vilajeti të bashkuar shqiptar në kuadër të Perandorisë Osmane. Abdyl Frashëri ishte një nga aktivistët kryesorë për mbajtjen e Kuvendit të Prizrenit në vitin 1878. Ai u ngarkua nga Lidhja Shqiptare e Prizrenit për të mbrojtur çështjen shqiptare pranë qeverive të Fuqive të Mëdha. A. Frashëri mori pjesë në kuvendet e Dibrës, Prevezës dhe Gjirokastrës. Në janar të vitit 1881, u zgjodh anëtar i qeverisë së përkohshme të drejtuar nga Ymer Prizreni. Autoritetet osmane e arrestuan dhe e dënuan me vdekje, dënim që u kthye më pas në burgim të përjetshëm. Vdiq në Stamboll më 23 Tetor 1892. Eshtrat e tij u sollën në Tiranë në vitin 1978, me rastin e 100 vjetorit të formimit të Lidhjes Shqiptare të Prizrenit.
Kaynak: Muzeu Historik Kombëtar #ARNAVUTHABER
www.arnavuthaber.com Türkiye Arnavutlarına Yönelik Bağımsız İmece İnternet Yayınıdır
Tüm Yazıları