Canını verdi Budin’i vermedi
Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa: Son Budin Valisi ve Kahramanlık Destanı
Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli devlet adamlarından ve askeri liderlerinden biri olan Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa, tarihe “Son Budin Valisi” olarak geçmiş ve kahramanlığıyla hem dost hem düşman tarafından saygıyla anılmıştır. 1616 yılında doğduğu tahmin edilen Paşa, 2 Eylül 1686’da, 70 yaşında, Budin Kalesi’ni savunurken şehit düşmüştür. Hayatı, cesareti ve fedakârlığı, Osmanlı tarihinin en dramatik sayfalarından birini süsler. Bu makalede, Abdurrahman Abdi Paşa’nın hayatı, askeri kariyeri ve özellikle Budin savunmasındaki kahramanlığı detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Erken Hayatı ve Askeri Kariyerinin Başlangıcı
Abdurrahman Abdi Paşa’nın tam doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Arnavut kökenli bir aileden geldiği ve Osmanlı Devleti’nde yeniçeri ocağından yetiştiği kaynaklarda belirtilir. Arnavutluk’un Peqin kasabası yakınlarındaki Çopani köyünde doğduğu iddia edilse de, bu bilgi kesin değildir. Genç yaşta Osmanlı ordusuna katılan Paşa, yeniçeri ocağında yetkin bir asker olarak kendini göstermiş, zekâsı ve liderlik vasıflarıyla dikkat çekmiştir.
Kariyerine yeniçeri olarak başlayan Abdurrahman Abdi, 1667 yılında Yeniçeri Ağası oldu. Bu görev, onun askeri yeteneklerinin ve sadakatinin bir göstergesiydi. 1669’da Girit Savaşı’nda, özellikle Kandiye’nin fethinde önemli rol oynadı. Bu başarıları sayesinde vezirlik rütbesine yükseldi ve Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerinde valilik görevleri üstlendi. 1674’te Bağdat Valisi, 1676’da Mısır Valisi, 1681’de Bosna Valisi oldu. Daha sonra Kamaniçe Muhafızlığı, Budin Valiliği ve Macaristan Serdarlığı gibi stratejik görevlerde bulundu. 1684’te Halep Valiliği’ne atandıysa da, asıl ününü 1685’te ikinci kez Budin Valisi olarak görevlendirildiğinde kazandı.
Budin Valiliği ve Kahramanlık Destanı
Abdurrahman Abdi Paşa’nın hayatının en dikkat çekici dönemi, Budin’in son valisi olarak görev yaptığı 1685-1686 yıllarıdır. Budin, yani bugünkü Budapeşte, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1541’de fethedilmiş ve 145 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalmıştı. Ancak 1683’teki İkinci Viyana Kuşatması’nın başarısızlıkla sonuçlanması, Osmanlı’nın Avrupa’daki topraklarında büyük bir geri çekilmeye yol açtı. Bu dönemde, Kutsal İttifak (Avusturya, Lehistan, Venedik ve diğer Hristiyan devletlerin ittifakı) Budin’i geri almak için harekete geçti.
1686 yazında, Lorrain Dükü V. Karl komutasındaki yaklaşık 90.000 kişilik Kutsal İttifak ordusu, Budin Kalesi’ni kuşattı. Abdurrahman Abdi Paşa’nın emrinde ise yalnızca 7.000-16.000 arasında değişen bir Osmanlı garnizonu bulunuyordu. Sayıca üstün düşmana rağmen Paşa, teslim olma tekliflerini geri çevirdi ve kaleyi savunmak için olağanüstü bir direniş sergiledi. Kuşatma, 78 gün boyunca devam etti; bu süre zarfında Haçlı ordusu 18 büyük taarruz düzenledi, ancak her seferinde Paşa’nın liderliğindeki Osmanlı askerleri tarafından püskürtüldü.
Kale savunması sırasında talihsiz olaylar da yaşandı. Bir cephanelik patlaması, 1.500 Osmanlı askerinin hayatını kaybetmesine neden oldu ve bu, savunmayı daha da zorlaştırdı. Dışarıdan yardım alamayan Budin garnizonu, şehrin etrafındaki tepeleri ele geçiren düşman karşısında giderek zayıfladı. Buna rağmen Abdurrahman Abdi Paşa, 70 yaşında olmasına rağmen, ön saflarda kılıç elde çarpışarak askerlerine moral verdi.
2 Eylül 1686 günü, Kutsal İttifak birlikleri altı koldan genel bir taarruza geçti. Paşa, Beç Kapısı’nda (Viyana Kapısı) düşmana karşı kahramanca savaşırken şehit düştü. Onun ölümüyle birlikte kale direnişi kırıldı ve Budin, 145 yıllık Osmanlı hakimiyetinden çıktı. Bu yenilgi, Osmanlı’nın Macaristan’daki varlığının sonunu getirdi ve Orta Avrupa’daki Türk topraklarının kaybına yol açtı.
Düşmanın Saygısı ve Mezar Taşı
Abdurrahman Abdi Paşa’nın kahramanlığı, yalnızca Osmanlılar tarafından değil, düşmanları tarafından da takdir edildi. Budin’in kaybından sonra şehre yerleşen Macarlar, Paşa’nın cesaretini ve direnişini unutmadı. Yüzyıllar sonra, 1932’de, Macaristan’da Paşa’nın şehit düştüğü yere bir anıt mezar inşa edildi. Bu mezar taşında, Osmanlı Türkçesi ve Macarca olarak şu ibare yer aldı:
“145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!”
Bu sözler, Paşa’nın düşmanları tarafından bile “kahraman” olarak görüldüğünün bir kanıtıdır. Mezar taşı, bugün Budapeşte’de, Buda Kalesi’nin Anjou Bastiyonu yakınında ziyaretçilere açık bir şekilde durmaktadır ve Türk turistlerin yanı sıra Macar halkı tarafından da ilgiyle karşılanmaktadır.
Kişiliği ve Diğer Eserleri
Abdurrahman Abdi Paşa, kaynaklarda cesur, cömert ve rind-meşrep (dünya işlerinden uzak, alçak gönüllü) bir kişi olarak tanımlanır. Bağdat Valiliği sırasında Ma’ruf-i Kerhî’nin türbesini tamir ettirmesi, onun dini hassasiyetini ve hayırseverliğini gösterir. Ayrıca Paşa, sadece bir asker ve devlet adamı değil, aynı zamanda edebiyatla da uğraşmış bir şahsiyettir. “Abdî” mahlasıyla şiirler yazmış, bir divan oluşturmuş ve Ka’b bin Züheyr’in “Kaside-i Bürde”si ile Urfî’nin bazı şiirlerine şerhler kaleme almıştır.
Sonuç
Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa, Osmanlı tarihinin en zor dönemlerinden birinde, Budin Kalesi’ni savunurken gösterdiği olağanüstü direnişle adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. 70 yaşında, elinde kılıçla düşmana karşı duran bu kahraman, sadece askeri başarılarıyla değil, düşmanlarının bile saygı duyduğu onurlu duruşuyla anılmaktadır. Onun hikayesi, cesaretin, sadakatin ve fedakârlığın bir sembolü olarak günümüzde de ilham vermeye devam ediyor. Budin’in kaybı, Osmanlı için büyük bir yıkım olsa da, Abdurrahman Abdi Paşa’nın mirası, Macaristan’da bir mezar taşında ve tarihin sayfalarında yaşamaya devam ediyor.
#ARNAVUTHABER
www.arnavuthaber.com Türkiye Arnavutlarına Yönelik Bağımsız İmece İnternet Yayınıdır
Tüm Yazıları