Arnavutluk’ta Çalışan Yabancıların Görüşleri

Arnavutların gerçekten büyük bir kalbi var.

Arnavutluk’ta Çalışan Yabancıların Görüşleri
Yazar : Tarih : Okunma : Yorum Yap

Arnavutluk’ta Çalışan Yabancıların Görüşleri

Arnavutluk’a ilk çalışmaya ve yaşamaya gelen yabancılar, gelirken çok uzun süre kalmayı düşünmüyor.

25 yaşındaki Fransız mühendis Antoine Avignon, 2000 yılında Arnavutluk’a ilk adım attı. O sırada kısa süreli insani misyona katılmaktan dolayı heyecenlıydı.

“Arnavutluk’a gelmeden önce kendime, projeyi yakında bitirir, yeni bir görev için başka ülkeye gidersin ve tabii ki evlenmek zorunda kalmazsın dedim.” dedi gülümseyerek.

Arnavutluk, 2000 yılında birçok Avrupalı ​​için gizemli bir yerdi. Sadece üç yıl önce, ülke iç karışık yaşamıştı ve Avignon, Arnavutluk’a AB Delegasyonu ile Çevre, Enerji ve Sivil Savunma Programının bir yöneticisi olarak Arnavutça tek kelime bilmeden gelmişti.

Görev yeri, ülkenin kuzeyindeki uzak bir kasaba olan Peşkopi oldu. Avignon, kısa sürede, su altyapısını ve temini güvence altına alınmasını içeren görevinin genel iş yükünün küçük bir parçası olacağını fark etti. Peshkopi’deki insani misyonun yanı sıra kendisi ve diğer birkaç uluslararası arkadaşı, kasabayı sarsan diğer sorunlarla ilgilenmeye karar verdi. Karla engellenen yolların açılmasına yardım ederek genel altyapısını geliştirdiler. Avignon, son yıllarda Arnavutluk’ta daha rahat günlük hayat için meşgul olan ve bunun için yaşamını değiştirmeye karar veren binlerce yabancıdan sadece biri.

İtalyanlar, 2.700 İtalyan işletmesi ve binlerce öğrencisi bulunan okulları  olan, ülkenin en büyük göçmen topluluğunu oluşturmaktadır. 2015 yılındaki Arnavutluk Ulusal İstihdam Servisi verilerine göre, en çok yabancı işletmeler bulunan ülkelerde Yunanistan ikini sırada, Kosova ise üçüncü sırada yer alıyor.

Aynı veriler, 2.500’den fazla yabancının ülkede sürekli çalışma iznine sahip olduğunu ve en yaygın istihdam alanının yüzde 30’u inşaat olduğunu gösteriyor. Yabancı işçilerin yaklaşık yüzde 52’si Türk, yüzde 12’si Çinli. Arnavutluk’ta çalışan yabancıların yaklaşık yüzde 8’i Kanada vatandaşıdır.

Rachel Berryman, 32 yaşında, sanat geçmişi olan ve Barış Gönüllüleri olarak yeni kültürleri keşfetmek için 2009 yılında ABD’de Virginia’dan ayrıldı. Arnavutluk hakkında ilginç bir bölge olan Balkanlarda bulunduğundan başka bilgisi yoktu.  Bu şekilde iş teklifini kabul etti. İlk iki buçuk yıl boyunca, küçük bir kuzey kasabası olan Burrel belediye idaresinde kadınlarla birlikte çalıştı. Dil ve kültürü öğrendi ancak programın sonuna doğru Hindistan’a gitti, yoga öğrendi ve öğretmen olarak sertifikalı çalışmaya başladı. “Hindistan’da üç ay sonra, yapılacak normal şey ABD’ye dönmekti” dedi. Ancak, Arnavutluk’ta işimin bitmediğini ve daha fazla keşfetmek istedim, bu yüzden geri dönmeye karar verdim.” dedi. Berryman, yoga’nın oldukça yeni olduğu bir şehir olan Tiran’a taşındı ve ülkedeki diğer gurbetçilerin yanı sıra uygulamayı başlatmaya karar verdi.

Şimdi, birkaç yıl sonra, Berryman, ülkedeki en saygın stüdyolardan biri olan ‘Tiran yoga’ nın sahibi. “Arnavut ve yabancılar yoga öğretmenlerinin bunu uygulayışından memnun ve ilgi duyanların sayısı daha da çok artıyor.”dedi.

Berryman Arnavutluk ile Hindistan arasındaki hayatını bölüyor. Birincisi, insanın misafirperver olduğu ve yabancıları çok iyi muamele gördüğü sosyal, spontan bir ülke olarak görüyor. “İyi bir sosyal hayata sahip olma fırsatı var burada, insanlar ağırlıklı olarak işe odaklanan ABD’de ki gibi değil. Arnavutluk’ta insanlar birbirleriyle vakit geçirmekten hoşlanıyor ve sağlıklı bir yaşam-çalışma dengesi yaratabiliyorlar.”dedi.

Arnavutluk’un sınırlarını neredeyse 45 yıl boyunca komünist diktatörlük mühürledi. Birkaç vatandaşın ülke dışına çıkmasına izin veriliyordu ve sıkı gizli servis incelemesi karşılığında eşit sayıda yabancının girmesine izin veriliyordu.

Arnavutluk, 1991’den bu yana ülke zorlu bir siyasi geçiş sürecinden geçti. Arnavutluk’un 2009’da NATO üyeliğine kavuşmasıyla birlikte olumlu değişiklikler yaşandı, AB üyelik müzakerelerini başlatmayı beklemekle birlikte hala Avrupa’daki en fakir ülkelerden biri olmaya devam ediyor.

Resmi işsizlik oranının yüzde 14’ün üzerindeyken, genç nesillerin fırsatları az. Berryman gibi bazı yabancılar iş hayatı dengesini değerlendirebilirken, bazıları zorlu ve heyecanlı bulma konusunda zorlanıyor.

Ancak bu rahat kültüre, Louisiana’dan kültür antropologlarından Kailey Rocker’a da hayran kaldı. 2010 yılından bu yana Arnavutluk ile ABD arasında hayatını geçiriyor.

Başta kuzeydeki Shkodra kasabasında okul projeleri üzerinde çalışmak için yaz aylarında ülkeye geldi. Daha sonra 2013’te taşınmaya karar verdi ve şimdi komünizmin gençlik algılamaları üzerine doktora araştırması yürütüyor. Arnavutluk’taki Rocker, hayatını  Amerika’da hiçbir zaman bir araya gelemeyeceğini söylediği bir Amerikalı vatandaşı olan Jonathan Eaton ile paylaşıyor. “Burada profesörler aracılığla tanıştık ilk kez Shkodra’da bir araya geldik. O ABD’de batı kıyısındaki Washington eyaletinden, ben güneyden geliyorum diye buluşmamız ABD’ne mümkün olamazdı. “dedi.

Kendisi için Arnavutluk, mesleki hedeflerini takip edebilmesi, yerlilerle iyi arkadaşlıklar kurabilmesi, Avrupa’daki diğer destinasyonlara kolayca gidebilmesi ve ailesinin kendisinin güvende hissetmesine neden olan bir yer. “Ailem burada iken tamamen güvende olduğumu hissediyor, sadece çevredeki diğer ülkelere seyahat ederken biraz endişe duymaya başlıyor.” dedi.

Eşi Jonathan Eaton, Fulbright’lı bir bilim adamı olarak ilk defa 2009 yılında Arnavutluk’a adım atmasına rağmen Arnavutça konuşuyor. Ülkenin kültürel mirasından etkilendi ve şimdi Sınır Tanımayan Kültür Mirası ile bir program görevlisi olarak çalışıyor. Fulbright ilk çalışmasından sonra, antropolojide antrenörlüğü yapmak üzere Toronto’ya gitmeye karar vermişti. Daha sonra Arnavutluk’a dönüş kararı aldı ve bir iş buldu. “Kanada’nın kötü bir yer olduğunu ima etmiyorum, ancak Arnavutluk iyi bir yer” dedi gülümseyerek. “Burada, alanımda çalışmak için gerçek bir şans buldum ve karşılaştığım zorlukları severim. Arnavutluk’u gerçekten konuksever buluyorum ve onun kültürüne olumlu katkıda bulunmaktan memnuniyet duyuyorum “diye devam etti.

Arnavutluk ile olan ilişkisinin ömür boyu süreceğini zaten biliyor.

Avignon için evlilik kararı almak erkendi. Avignon karısı Raimonda’yı Arnavutluk’ta buldu.  Tiran’da bulunan Danimarka Uluslararası Kalkınma Yardımları (Danish International Development Aid) ile bir işbirliği misyonunda bulunmasına karşın, bölgenin gelişmesine yardımcı olmak için Debre’de çalışmayı seçti. Evlendiğinde düğününe yurtdışından yaklaşık 200 kişi geldi.

Yeni oluşturulan Fransız-Arnavut aile 2002 yılında Arnavutluk’tan ayrılıp Romanya, Fransa ve Afrika’daki kalkınma misyonları için çalışmaya devam etti.

Avignon, Kinşasa, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Bangui, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde altı yılı aşkın süredir çalıştı. Tiran’da AB tarafından 2009 yılında çevre konusunda çalışmaya görevlendirildi.

“Afrika’da sert koşullardan birkaç yıl sonra (iç savaşlar, sıtma vb.), Arnavutluk’ta AB üyeliği çerçevesinde yeni bir işhayatı için döndük.” dedi. Avignon’un ülke ile olan ilişkisi özelleşti. Dağlarına, denizine, kültüre, kendiliğinden yaşayışına ve her şeye, halkına hayranlıkla bakıyor.

“Bütün seyahatlerimde insanlık hakkında çok şey öğrendim ve Arnavutluk’u ve halkını daha iyi tanımaya başladım. Arnavutların gerçekten büyük bir kalbi var.” dedi.

Kaynak: BRİN Tercüme: admin

Admin (info@arnavuthaber.com)

www.arnavuthaber.com Türkiye Arnavutlarına Yönelik Bağımsız İmece İnternet Yayınıdır

İlk yorumu siz yazın