Arnavutların temiz kalpli doğal halleri fıkra tadında hikayeler ortaya çıkarıyor. Bu hikayede bayrağa, dini değerlere olan saygılı bir Arnavut’un başından geçenler anlatılıyor.

Üsküp civarında semtinde bıçkın kabadayı olarak nam salan Arnavut, 1990’lı yıllarda orta yaşı geçince namaz kılmaya başlamıştı. Günden güne ibadeti artıran Arnavut’un kabadayı tarafı gitmeye başlamış halim selim bir adam olma yolundaydı. Bu durumundan pek hoşnut olan karısı aman tekrar bıçkın kabadayı olmasın diye dua ediyor ve bunu garantiye nasıl alacağını düşünüyormuş.

Komşu kadınlar ile bu endişesi hakkında sohbet ederken, aralarından biri; “Kız kocanı Hacca gönder, bu endişelerin sona erer.” dedi. Bu fikir aklına pek yatan kadın, kocasına vakti geldi Hacca git diye uygun bir zamanda söyledi. Arnavut ilk başta yok dedi. Arnavut hacca gitmek istemiyor ama karısı hergün ısrar ediyordu. Cami cemaatinden onu tanıyanlar da; “Sana hac farz oldu artık gitmen lazım.” diyerek ısrar etmeye başladı, en sonun da Arnavut’u hacca gitmeye ikna ederler.

Hac vakti yaklaşır. Arnavut herkesle helalleşip, uzun otobüs yolcuğu ile günlerce sürecek Hac yolculuğuna çıkar. Hac ibadetini yapıp şehrine geri döner. Hacdan döndüğünde eş, dost, komşu Arnavut’un evine Allah Kabul etsine gelirler. Başlar muhabbet sohbet.

“Ayde bre haci anlat bakalım nasıl geçti hac?” diye sorarlar.

“İyi geçti bre, Arnavut bayrağı ile rehber önde, bizde arkasından cidiyorduk. Bir yerde yorulup oturunca bayrağa bakıp kaybolmuyorduk.” der Hacı Arnavut.

“Ya birinize birşey olsaydı Suud polisi Makedonya yerine Arnavutluk dıştemsilciliğine başvuracaktı.” der bir ziyaretçi.

“Olsun bree başvursun, Eee ne yapacaktık bree makedon bayragi ilemi Mekke’yi dolaşacaktık tübe tübe.” der Hacı Arnavut.

“Eee Hacı aga başka na yaptınız Hacda.” diye sorarlar.

“Oooo hacda çok büyük bir iş başardım.” der Hacı Arnavut.

“Nasıl bir iştir bu hacı?” diye merakla sorarlar.

“Müslümanları büyük bir dertten kurtardım.” der kasılarak Hacı Arnavut.

“Nasıl bir dertten kurtardın?” diye daha da merakla sorarlar.

“Müslümanlar tam 1400 senedir şeytana taş atıyorlar ama öldüremiyorlarmış, bende çektim tabancayı üç el ateş ettim ve üç şeytanı da öldürdüm ama arkamda ki şeytanı öldüremedim kaçtı.” der Hacı Arnavut

“Hacı arkada başka şeytan yokki, sen hangi şeytandan bahsediyorsun.” dedi ziyaretçilerden biri.

Bizim Hacı Arnavut’ta;”Bin dolarımı çalan şeytandan bahsediyorum.” demiş.

*Anonim*