Şehit Sulë Hotla (1875–1947)

Kumanovalı Efsane Kahraman: Şehit Sulë Hotla (1875–1947)

Bir Ömür Arnavutluk İçin: “Një jetë për Shqipërinë”

Sulë Hasip Sulejmani, halk arasında bilinen adıyla Sulë Hotla, 1875 yılında Kumanova’nın Hotël köyünde dünyaya geldi. Daha genç yaşlarından itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla Balkanlarda artan Sırp baskısına ve ulusal asimilasyon politikalarına karşı, Arnavut halkının haklarını savunmak için silaha sarılan ilk önderlerden biri oldu.

Onun yaşamı, “bir ömür Arnavutluk için” sözüyle özetlenebilecek bir direniş destanıdır.

Ulusal Direnişin Sembolü

Sulë Hotla, yalnızca bir savaşçı değil, aynı zamanda onur, disiplin ve vatan sevgisinin timsali bir halk lideriydi.
1920’li ve 1930’lu yıllarda, Kumanova, Presheva ve Karadak bölgesinde Arnavut köylülerini savunmak için defalarca Sırp ve Bulgar güçlerine karşı direnişler örgütledi. Her zaman halkın içinde yaşadı; dağlarda, köylerde, savaş meydanlarında…

II. Dünya Savaşı yıllarında, özellikle Eylül 1944 çatışmalarında, komutasındaki birliklerle birlikte partizanlara ve Bulgar güçlerine karşı yiğitçe savaştı.
Kendisinin yanında yer alan savaşçılardan biri olan İslam Ademi, o dönemi şöyle anlatır:

“Kurban Bayramı günü Preşevo’daki camiye bomba atılmıştı. Allaşec’te mevzilendik. Sllupçanlı Fejzulla Tahiri şehit düştü ama moralimiz yüksekti. Partizanları Breza’ya kadar kovduk.
Sulë Hotla bizi Üsküp’ün kurtuluşu için seçti. Arif Kapiteni ve 100 kişilik ekibiyle birleşip şehri düşmandan temizledik. Halk bizi yiyecekle destekliyordu.
Ancak Bulgar ordusu büyük bir güçle saldırıya geçti, Grupçin’e, ardından Llojan’a çekildik. Üç gün boyunca savaştık, geri adım atmadık. Sulë Hotla hiçbir zaman teslim olmayı düşünmedi.”

Zulme Karşı Son Direniş

Savaşın ardından Yugoslavya’da kurulan yeni komünist rejim, Arnavut direnişçilerini “düşman” ilan etti.
Sulë Hotla, halkına ihanet etmeyen, rejime boyun eğmeyen bir önder olarak kısa sürede UDB (Yugoslav Gizli Polisi) tarafından hedef alındı.

11 Ekim 1947 tarihinde, Üsküp’teki İdrizovo Hapishanesinde, dokuz silah arkadaşıyla birlikte vahşice işkence edilerek şehit edildi.
Tanıkların anlatımına göre, UDB’nin cellatları onu ve arkadaşlarını “ulusal kimliklerinden vazgeçmeleri” için zorlamış, fakat onlar tek bir kelimeyle bile teslim olmamışlardı.

Onun ölümü, bir yenilgi değil, bir ulusun baş eğmeyen ruhunun simgesi oldu.

Ebedî Saygı ve Anı

Sulë Hotla’nın ve yoldaşlarının cesetleri uzun yıllar boyunca gizli bir toplu mezarda kaldı.
Ancak halkının sevgisi onları unutmadı.
Tam 60 yıl sonra, 24 Kasım 2007 tarihinde, Hotël köyünde görkemli bir törenle yeniden defnedildiler.

O gün, Karadak dağlarından yankılanan tek ses, “Lavdi dëshmorëve të kombit!” – Kahraman şehitlere şan olsun! nidalarıydı.

Sulë Hotla’nın Mirası

Bugün Sulë Hotla’nın adı, sadece Kumanova ve Karadak’ta değil, tüm Arnavut topraklarında özgürlük, onur ve inançla direnişin sembolü olarak anılıyor.
O, hiçbir rejime boyun eğmeyen, hiçbir çıkar için davasını satmayan bir neslin temsilcisidir.

Arnavut halkı için Sulë Hotla,
sadece bir savaşçı değil,
bir karakter, bir duruş, bir efsanedir.

Kumanovalı Kahraman Şehit Sulë Hotla (1875–1947) Bir ömür Arnavutluk için – Një jetë për Shqipërinë.

Eylül 1944 Direnişi

Kumanovo’nun Nikushtak köyünden İslam Ademi, 1944 yılının Eylül ayında yaşanan kanlı çatışmaları şöyle anlatıyor:

“Kurban Bayramı günü, Preşevo’daki bir camiye PSKCK tarafından bomba atıldı. Biz de Allaşec bölgesinde mevzilendik. O çatışmada, Sulë Hotla birliğinden, Sllupçan köyünden 25 yaşındaki Fejzulla Tahiri (annemin babası) şehit düştü. Moralimizi asla kaybetmedik; partizanları bozguna uğrattık ve Breza’ya kadar geri püskürttük.


O dönemde komutanımız Sulë Hotla, Üsküp’ün kurtuluşu için aramızdan 15 kişiyi seçti. Orada 100 savaşçısıyla birlikte bulunan Arif Kapiteni ile buluştuk. Üsküp’ün bir bölümüne saldırarak şehri düşman işgalinden kurtardık. Üsküp’teki yerel Arnavut halkı bize yiyecek desteği sağladı. Karargâhımız, ‘Merkez’ adıyla bilinen Arnavut kahvesindeydi.


Zaferimizden sonra Xhem Gostivari ve Mefail Kërçova bizi tebrik etmek için geldiler. Ancak kısa süre sonra Bulgar birlikleri büyük bir kuvvetle saldırıya geçti. Biz de Grupçin’e, oradan Karadak bölgesindeki Llojan köyüne çekildik. Burada komünistlerle üç gün boyunca çetin bir savaş verdik. Daha sonra Roje’ye geçtik ve Liman Staneci ile Abdullah Llojanı’yla buluştuk.


Büyük dere kenarında Bulgarlarla göğüs göğse savaştık. Komutanımız Sulë Hotla, beni Kaçanik’teki Hani i Elezit’ten silah taşımakla görevlendirdi. Ancak o dönemde Arnavutluk komünist rejim altına girdiği için biz dışarıdan hiçbir yardım alamadık.”

Kahraman Komutan Sulë Hotla’nın Şehadeti

Sulë Hasip Sulejmani, halk arasında bilinen adıyla Sulë Hotla, 11 Ekim 1947 tarihinde Üsküp’ün meşhur İdrizovo Hapishanesinde, Yugoslavya gizli servisi UDB tarafından vahşice katledildi.

Tarih, onun ve dokuz silah arkadaşının uğradığı kadar acımasız bir katliamı nadiren kaydetmiştir. Yaşlı tanıkların anlatımlarına göre, Sula ve yoldaşları en ağır işkencelerden geçirilerek şehit edilmişlerdi.
Onlar, hiçbir zaman ne “şka”ya (Sırp işgalcilerine) ne de komünist baskıya boyun eğdiler. Ulusal dava uğruna canlarını vermeyi, teslim olmaya tercih ettiler.

Sulë Hotla ve yoldaşları, Arnavut milletinin onuru, direnişi ve özgürlük ruhunun sembolü olarak tarihe geçti.

Şehit Molla Dulla ve 1944’ün Kurbanları

Bir diğer kahraman ise, Abdullah Ebib Abdullahu, yani halk arasında bilinen adıyla Molla Dulla idi.
1904 yılında Hotël köyünde doğmuştu. 1944 yılında, henüz 40 yaşındayken Sırp güçleri tarafından esir alındı ve insanlık dışı işkencelere maruz bırakıldı.

Hafız Elmiu’nun aktardığına göre, kardeşi İlaz Abdullahu, onu Kumanovo hapishanesinde bulmak istemiş fakat gördüğü manzara korkunçtu: Molla Dulla’nın sağ gözü oyulmuştu.
Yirmi gün boyunca süren işkencelerin ardından, 18 kişilik direnişçi grubuyla birlikte infaz edildi ve Kumanovo’nun eteklerindeki toplu mezara gömüldü.

Unutulmayanlar

24 Kasım 2007 tarihinde, Kumanovo’nun Hotël köyünde, Sulë Hotla ve silah arkadaşlarının naaşları yeniden defnedildi.
Bu tören, sadece bir cenaze değil, Arnavut ulusal direnişine adanmış bir anma günü olarak tarihe geçti.

Bugün Sulë Hotla’nın adı,
adalet, direniş ve özgürlük uğruna verilen mücadelenin simgesi olarak Arnavut tarihinin onurlu sayfalarında yaşamaya devam ediyor.

ARNAVUTHABER

Admin

www.arnavuthaber.com Türkiye Arnavutlarına Yönelik Bağımsız İmece İnternet Yayınıdır

İlgili Haberler

Erdoğan Saraç yaptığı açıklamada Türkiye Arnavutlarını yok saydı,

25 yıldır aynı ırkçı nefret dilini kullanıyor.

Devamını Oku

Makedonya Yerel Seçimlerini Arnavutlar Kaybetti

2025 K. Makedonya Yerel Seçimleri: Arnavut Partilerinde Birlik Yine Kayıp — Çaska Kazanıldı, Ama Genel Denge Kaybedildi!

Devamını Oku

Verified by MonsterInsights